Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arif Bey (Mehmed Arif Bey, Miralay, Ayıcı): 1919’da Mustafa Kemal’le Samsun’a çıkanlardan biridir. İzmir Suikastı davasında yargılanarak idam edilmiştir.
Bitlis'de Yıkılan Camiler: Meydan Camii: Yakılmış. Kızıl Mescid Camii: Yıkılmış. Hatuniye Camii: Ahır haline getirilmiş. Hoca Bey Camii: Yakılmış. Mermud Camii: Yıkılmış. Şeyh Hasan Camii: Yakılmış. Sultan Arab Camii: Yıkılmış.
Sayfa 79 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
Reklam
VI. Mehmed / Vahdeddin
İstanbul’un işgali sıralarında Padişah, başka sularda yüzer: O gün öğleden önce Meclis Reisini ve liderlerden bazılarım saraya davet etmiştir. Daha sonra bu kabul öğleden sonraya bırakılır. Meclis Reisi Celâlettin Arif Bey ortada yoktur. Reis vekillerinden iki zatla Rauf Bey saraya girerier. Bunlar önce Padişaha Anadolu’dan, Anadolu’daki birlikten bahsetmek isterler. Ama Padişahın sözleri kısa, kesin ve serttir: — İngilizler isterlerse yarın Ankara'ya da giderler! Ve son sözleri şunlardır: — Bir millet var, koyun sürüsü ! Bir çoban lâzım, o da benim!
Sayfa 199
Birinci Meclisin Meşhur Hatipleri..
Cami kürsülerinin hatibi, Millî Mücadele'de de o kürsü- lerden milletin mukavemetini güçlendiren, isyanları bastır- mada büyük rol alan Mehmed Akif, Burdur mebusu Akif bu kürsüde adeta yok gibi. Buna mukabil askerlerden Mustafa Kemal, Kâzım Paşa, Rauf Bey, Çolak Selahaddin; sarıklılardan Konyalı Vehbi Hoca, Balıkesirli Vehbi Hoca, Antalyalı Rasih Hoca; sivillerden İsmail Suphi, Ali Şükrü, Hamdullah Suphi, Abdülkadir Kemalî, Durak Bey, Celaleddin Arif, Tunalı Hilmi, Mahmut Esat akla ilk gelen isimlerden.
Sayfa 36 - DergahKitabı okudu
“Selim-i Sâlis”, “Sultan Selim bin Sultan Mustafa” olarak bilinir. III. Mustafa'yla Gürcü asıllı, cariye kökenli Mihrişah Valide Sultan'ın (öl. 1805) oğludur. (...) Oğlunu biniş ve teftişlerine götürerek küçük yaşta deneyim kazanmasına çaba gösteren III. Mustafa 1774'te öldüğünde Selim 13 yaşındaydı. Tahta geçen amcası I.
Sayfa 429 - 28- Sultan III. SelimKitabı okudu
639 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Her güzel şeyin bir sonu var ama insan yine de o son sayfayı kapatırken içindeki burukluğa engel olamıyor   İnce Memed… Benim için artık edebiyatımızın en kıymetli ve unutulmaz karakterlerinden biri. İsyanı, çabası, baş kaldırışı, düzene karşı çıkışı, bir isimden öte hale gelişi, bazen yaşananlara anlam veremeyişi… Tüm bunlarla İnce Memed hep
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,8bin okunma
Reklam
Mısrî'nin en çok tartışılan ve eleştirilen görüşlerinden biri de bazı ayetlerden hareketle birtakım cifr hesapları yaparak Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in nebî oldukları iddiasıdır. "Risâle-i Haseneyn" adındaki eserini bu iddiasını savunmak için kaleme aldığı ve eseri telif ettikten sonra bir nüshasını da Vânî'ye gönderdiği kaynaklarda nakledilmektedir. Hatta Mısrî'nin bu görüşü nedeniyle Limni'ye nefyedilip zindana atıldığı da iddialar arasında olduğu gibi, bir eserinde de bu açıkça belirtilmektedir. Mısrî'den sonra III. Mustafa zamanında yaşamış olan Kethüdâzâde Mehmed Arif Bey (ö. 1849), Mısrî'nin bu iddiası ile "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in dedeleri Hz. Muhammed'in nübüvvetine ve şeriatına tabî olan; Allah'ın birliğine ve Hz. Muhammed'in onun resûlü olduğuna iman eden nebiler olduğunu" kastettiğini nakletmektedir. Mehmed Arif, nübüvvet makamını çeşitli kısımlara ayırarak tanımlamakta ve Niyazî-i Mısrî'nin kastettiği nübüvvet makamının Nübüvvet-i Tarifiyye'nin bir kısmı olduğunu, "Benim ümmetimin âlimleri İsrailoğullarının Peygamberleri derecesindedir." ve "Alimler nebilerin vârisleridir." hadislerinde kastedilen nübüvvetle aynı olduğunu nakletmekte ve Mısrî'nin görüşlerini te'vil etmeye çalışmaktadır. Mısrî sözkonusu görüşlerinden ötürü ulemâ ve meşâyıh arasında da eleştirilmiş ve hatta dönemin şeyhülislamı Feyzullah Efendi tarafından, Mısrî'nin katline fetva verilmiştir.
Sayfa 253Kitabı okudu
639 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
4-İnce Memed Toroslardan inen İnce Memed, yanına Seyran ve Hürü Ana'yı alarak Çukurova'ya yerleşir. Kendine burada bir konak satın alır. Konağı dayar döşer. Topal Ali, üçüncü kitapta Molla Duran'ın yanıydayken Murtaza Ağa'nın karısı Hüsne Hatun'un ısrarlarına dayanamaz. O da Murtaza Ağa'nın evine yerleşir ve
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,8bin okunma
Gerçekten de Batı medeniyetinin dini olan veya kendisi ile müspet veya menfi bir ilişki içinde geliştiği din Hristiyanlık olduğu için, onların din ile dünyayı birbirinden ayırmaları, dinlerinin bir gereğidir. Zaten Hristiyanlık, böyle bir ayrımı öngörmektedir. Bunun teferruatı bizi burada ilgilendirmediği için, bu konu üzerinde fazlaca durmayacağız. Ancak bizde, yani İslam medeniyetinde din, bizim dünyamızın, yani İslam medeniyetinin esasını teşkil etmektedir. Sahip olunan her şey, geliştirilen her ilim, ortaya çıkan her müessese, din ile müspet bır ilişki içinde vücud kazanmıştır. O hâlde eğer evrensel bir tavır benimsenecek olursa şöyle demek gerekir: Her bir medeniyet için, onun dini neyi emrediyorsa o doğrudur. Ama evrenselcilik bunu kabul etmeyerek, sadece Batı'da geçerli olanın, her yerde geçerli olması gerektiğini savunmaktadır. Mehmed Arif Bey, işte buna karşı çıkmaktadır.
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ayaklı Kütüphaneler 1 ve Bir Sürü Kitap Tavsiyesi..!
Dursun Gürlek'i bundan beş sene evvel "Çınaraltı Kitap Sohbetleri" kitabı ile tanımıştım. Ramazan ayında Fatih Camii Kitap Fuarı'ndan Ayaklı Kütüphaneler kitabını da kitaplığıma kattım. Okumak bu hafta nasip oldu. (Dursun Gürlek'i o gün Fuarda görmemiz de ayrı bir tesadüftü.) Dergah Yayınlarının yayımladığını
Ayaklı Kütüphaneler
Ayaklı KütüphanelerDursun Gürlek · Timaş Yayınları · 2020314 okunma
Reklam
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu eser, askerî tarih literatürümüze 93 Harbi olarak geçen, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin her safhasını cepheden takip eden Mehmet Arif Bey’in gözlemlerini ihtiva etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun fiilen sonunu getiren bu harpte yaşananları tetkik eden Mehmet Arif Bey, “çöküşün” arkasındaki başat ve tali nedenleri izah etmeye çalışmıştır. Eserin ikinci kısmında ise, Mısır’ınOsmanlı idaresinden fiili olarak çıktığı Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve Hidivler dönemleriincelenmekle birlikte, Mehmet Arif Bey’in Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi görevlisi olarak gittiği Mısır’da İngiliz etkisiyle siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürelalanlarda yaşanan değişimlere dair izlenimleri yer almaktadır. “Moskof gibi, her an fırsat kollayan korkunç bir düşmanın komşusu olduğumuzu unuttuk ve uyuduk. Uyandıkça da birbirimizi yedik! Ahlaki, içtimaî, iktisadi ve siyasi her alanda ve devlet idaresinde rüşvet, fesat ve yağcılık aldı yürüdü. Yapmadık, yıktık! Onarmadık harap ettik! Milli servetimiz mahvoldu. Ona bağlı siyasi gücümüzü de yitirdik. Bitti. Düştüğümüz şu halin mesulleri kimlerdir? Kimlerin boyundadır bu vebal?”
Başımıza Gelenler
Başımıza GelenlerMehmed Arif · İrfan Yayınevi · 1973166 okunma
Kardeş Katli Meselesi
Buraya kadar anlatılanlardan anlaşılmış olmalıdır ki, Osmanlı târihinde "siyâseten katil” devletin velî bânisi Osman Gâzi'nin amcası Dündar Bey'i oklayıp öldürmesiyle başlamış olan fiilî bir durumdu. Lâkin bu süretle henüz kundakta bir çocuğun bu an'aneye riâyetle öldürülmesi mûcib-i tenkid olabilir. Ancak unutmamak lâzımdır
207 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ne yazmam gerektiği ve nasıl yazmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok aşırı derecede duygusal hissediyorum sadece kendimi ama yinede bir şeyler yazmayı deneyeceğim. Leylim Leylim Ahmed Arif' in Leyla Erbil'e 1954-1959 yılları arası ve 1977 de yazdığı son bir mektubu içeriyor. Ahmed Arif, Leyla Erbil'e büyük bir aşkla bağlıydı fakat Leyla
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Bandırma Vapuru Yolcuları 16 Mayıs 1919-19 Mayıs 1919
Gemi Kaptanı İsmail Hakkı Durusu hizliresim.com/m27wm17 (İsmail Hakkı Durusu) İkinci Kaptan Tahsin Bey Müfettişlik Heyeti hizliresim.com/sxj0jli
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.